17 Ocak 2011

PIRASA BİR ŞÖLENDİR



Ne zaman ne yapsam ne pişirsem diye düşünsem aklıma ilk gelen Pırasa oluyor...Nedenleri niçinleri üzerinde çokça düşünmedim ama biliyorum ki bazı yemekler bazı insanlar için yaratılmıştır ve o yemekler sadece o insanları anlatır. Benim hikayemi anlatan da Pırasa oldu.
Onun içindir ki ne zaman içim yemek yapma şevkiyle tutuşsa ve kendimi mutfakta bulsam ellerim hep pırasayı arar.
Eşimin beraberinde getirdiği doğu damak tadı ve seçiciliği ile mutfağım ve hemen hemen her şeyi yiyebilen damak zevkim birleşince pırasanın fazlaca gönlünü kırdığımızı farkedip onu yeniden mutfağımızla buluşturmak istedik. Çoğul konuştuğuma bakmayın :) eşim bu işin sadece isteme kısmında önemli bir rol oynadı :) Neyse yani işin özeti aylar süren ayrılığın neticesinde pırasa ile beraber evime, oradan da mutfağıma giren neşe, ocaktan yükselen kokularla beraber doruğa ulaştı.
Evimde soğan yoktu o yüzden direk havuçları çok az bir zeytinyağında kavurmaya başladım. Soğansız da gayet hoş bir tat oluyor ama soğan severler için soğanı havuçtan evvel sadece yumuşayana kadar çevirmelerini öneririm. Daha fazla çevirmeniz, eklenen her malzemeyle soğanın daha çok kavrulması ve kuruyup gitmesi demek oluyor.
Bu aşamayı da geçtikten sonra, havuçların üzerine pırasalarımızı ekliyoruz ve pırasalar da yumuşayana kadar havuçlarla beraber tencerede çeviriyoruz. Bu işlem sonrasında bir kenarda yıkadığımız ve sıcak suda tüm işlemler süresince beklettiğimiz bir avuç kadar pirinci karışımın içerisine ekliyoruz.
Pirinçleri de diğer malzemelerle harmanlıyor ortalama 5 dakika kadar malzemelerin hepsini çeviriyoruz. Bu sırada bir kenarda bir çay bardağına 1 yemek kaşığı unu, orta boy limonun yarısından çıkacak suyu, azıcık zeytinyağını ve sıcak içme suyunu koyarak güzel bir sos elde ediyoruz. Sosumuz kenarda beklerken birbirleri ile harmanlanan malzemelere küp küp doğradığımız, kabukları soyulmuş domatesleri de ekliyoruz.
Domatesler bildiğiniz gibi çok çabuk yumuşarlar bu yüzden hemen sularını saldıklarını ve yumuşadıklarını göreceksiniz. Çok beklemeden karışıma keyfinize keder biber salçası da ekleyebilirsiniz; eklemek isterseniz 1 yemek kaşığından biraz daha azı ideal olacaktır.
Tüm bunları beraber karıştırdıktan sonra malzemelerin üzerini kaplayacak kadar kaynar suyu tencereye ekliyoruz ve bu suya az evvel hazırlamış olduğumuz unlu-limonlu karışımı ilave ediyoruz. Bu şekilde tüm malzemeleri bir iki defa karıştırıyoruz ki birbirlerine harmanlansınlar :) Normalde bizim o taraflarda (Ege'de) zetyinyağlılara şeker de ilave edilir. Dilerseniz bir küp şekeri de suyuna ilave edip diğer malzemelerle pişme esnasında karıştırabilirsiniz ama malzemeler arasında şeker değeri görece yüksek olan havuç bulunduğundan ben açıkçası pırasaya eklemiyorum.
Bu şekilde yemeğim bir 20 dakika kadar kendi halinde kaynadı. Neredeyse size yazayım derken dibi tutuyordu ama şükür yakaladım :)
Gidip gelip malzemeleri, yumuşaklığını ve suyunu kontrol ederek yemeğinizin kıvamına ve olup olmadığına kendiniz karar verebilirsiniz. Örneğin ben pırasaları hafif diri sevdiğimden çok da yumuşak yumuşak yiyemiyorum bu yemeği.
Sonra pırasa şölenimi bir tabağa alarak süsledim; bir nevi onsuz geçen ayların özürünü dileyerek afiyetle mideme indirdim :) Size de bu şöleni kaçırmamanızı öneririm...Afiyetler Olsun efendim :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder