11 Şubat 2015

Ballı Barbekü Soslu Bonfile Sote

Ballı Barbekü Soslu Bonfile Sote

Uzunca bir aradan sonra yine ben mutfaktayım :) Kızım doğduğundan beridir bana her anlamda destek olan ve o günden beridir bende kalan annem sağolsun, uzun bir süredir mutfağımdan ayrı kalmanın gizli mutluluğu içerisindeydim :) Yemek yapmayı özlemediğimden değil, tamamen üşengeçliğimin verdiği rahatlıktan....Herkes sıra sıra hasta olup da yemek yapma sırası aralarından en iyileşmiş olan bana gelince, yemek yapmayı ne kadar da özlemiş olduğumu farkettim.

Evde hastayken veya yorgunken yaptığımız en pratik ve kolay yemeklerden biri olan et soteyi tercih ettim dün akşam için. Ama bu seferki diğerlerinden biraz farklı olsun istedim; her zamanki klasik et sote tadından daha başka bir tat kalsın istedim damaklarımızda. Onun için de dolapta öylece kullanılmayı bekleyen ballı barbekü sosunu denedim. Cidden güzel oldu :)

Yanına da annemin birkaç gün önce haşlayıp zeytinyağı, sarımsak ve limon ile sosladığı karnıbahar ve brokolilerimizden kolay bir salata yapayım dedim. Böylece ben de evin diğer bireyleri gibi koltuğa uzanıp dinlenebilecektim. Hepsi sanıyorum toplamda yarım saat içerisinde hazır oldular. Hem ben de hastalıktan yeni yeni iyileşirken dinlenmeye vakit bulmuş oldum, hem yemeğimiz hazır olmuş oldu, hem de hastalığa yeni yakalanan minik kızım ile annem de biraz olsun uyuma ve ateşlerini dindirme fırsatı buldular. İki pratik tarifi de aşağıda sizlerle paylaşıyorum. Afiyet olsun efendim :)

Barbekü Soslu Bonfile Sote

* 1 kabak
* 1 patlıcan
* 1 orta boy soğan
* küp küp doğranmış domates
* jülyen doğranmış kırmızı ve yeşil biber
* 200-300 gr bonfile
* 2 diş minik minik doğranmış sarımsak
* tuz-karabiber
* ballı barbekü sos

Öncelikle önerim tüm malzemeleri doğrayıp kaplara koyarak tezgahınızda hazır etmeniz. Bu şekilde işlemler çok daha hızlı ve pratik yürüyor. Kabak ve patlıcanları küp küp doğrayıp bir kaba koyuyoruz. Biberleri de jülyen doğruyoruz. Bonfileleri çok küçük olmayacak şekilde mümkünse şeritler halinde veya büyük küpler halinde doğruyoruz. Sarımsakları minik minik doğruyoruz ve bir kenara alıyoruz. 

Vog tavamızın içerisine çok az (1 tatlı kaşığı gibi) zeytinyağı damlatıp küp küp doğradığımız soğanlarımızı azıcık tuz ve sarımsaklarla kavurarak işe başlıyoruz. Soğanlar hafif pembeleşince bonfilelerimizi ekliyoruz ve onları da sularını salıp bir miktar geri çekene kadar tavada döndürüyoruz. Bu aşamada etler hafif koyulaşınca bir tatlı kaşığı kadar ballı barbekü sosunu ekliyoruz ve pişmeye bırakıyoruz. Tavanın dibinde kalan son sular da hafiften kendini çekince biberleri ekliyoruz ve biberler yumuşayana kadar döndürüyoruz. En son da küp küp doğradığımız domateslerimizi ekleyip pişmeye bırakıyoruz. Bu aşamada dilerseniz biraz daha tuz ve karabiber ekleyebilirsiniz. Bir beş dakika kadar da bu şekilde pişirdikten sonra artık yemeğimiz afiyetle yenmeye hazırdır :)


Antep Peynirli Brokoli Karnıbahar Salatası

Antep Peynirli Brokoli Karnıbahar Salatası

Şimdi yurtdışında yemek yapan bir siteye bu tarifi yazıyor olsaydım kesin peynir olarak Mascarpone peyniri kullanmam gerekirdi ama Türkiye gibi cennet bir ülkede "peh! Mascarpone de neymiş" dedirtecek lezzette eşsiz bir tadımız var bence. O da; tuzsuz taze Antep peyniri. Bilenleriniz bilir Antep peyniri tuzlu ve tuzsuz olarak ikiye ayrılır. Tuzlu olanı kahvaltılar için idealken, tuzsuz ve taze olanı da bu şekilde salatalarda ve irmik helvası gibi bir takım yerel lezzetlerde kullanılmaktadır. Dolayısıyla, salatam için başka bir peynir arayışına girmeden hemen dolaptan antep peynirlerimi çıkarttım.

* 3-5 küp (arzuya göre daha fazla olabilir) taze tuzsuz antep peyniri
* brokoli
* karnıbahar
* domates
* kırmızı biber
* kara lahana
* sosu için sarımsak, limon ve yağ

Birkaç gün önceden haşlayıp sosladığımız karnıbahar ve brokolileri değerlendirdiğim bu salatamda, haşlanan malzemeleri bir araya kattım. Üzerlerine sarımsak, limon ve zeytinyağından hazırladığım bir sosu gezdirdim. Domatesleri salata için biraz büyük küpler halinde gelişigüzel doğradım. Aynı şekilde biberleri de doğrayıp ekledim. Kara lahanalarımı da şeritler halinde doğrayıp salatama ekledikten sonra malzemeleri yumuşak bir şekilde karıştırdım. En tepeye peynirlerimi koyup salatamı bir tutam maydanoz ile süsledikten sonra salatamı doğruca sofraya götürdüm :) Herkes bayıla bayıla yedi emin olabilirsiniz :)

Şimdiden herkese afiyet olsun dilerim :):)

9 Mart 2014

Bir Beze Macerası Daha


Beze bazı püf noktaları dışında gerçekten de çok kolay ve pratik bir tatlı...Bu blogda eski tariflerim arasında beze tarifimi bulabilirsiniz ama ben bu sefer biraz daha püf noktalarına değinerek yeni bir tarif paylaşmak istedim :)



Dokusu, rengi, ağızda bıraktığı tat ile kesinlikle benim profesyonelliğe adım attığım ilk tatlım olabilir diye düşünüyorum :)

Tarif çok basit, malzemeler kısa...3 tane yumurta akı, 1 su bardağı toz şeker ve bir çimdik tuz...

Öncelikle mümkünse yumurta beyazlarını bir-iki gün öncesinden bir kaba alıp, ağzını streçleyip dolapta bekletmenizi öneririm. Yumurta aklarının bu şekilde birazcık çürümesi bence tarifin tutmasındaki en önemli püf noktası...

Yumurta aklarımızı bir tencereye alıp üzerlerine şekeri ve bir çimdik tuzu ekleyip ocağın üzerinde kısık derecede mikserimiz ile çırpmaya başlıyoruz. Burada önemli olan güçlü bir miksere sahip olmak yoksa bir süre sonra mikserimizden kokular gelmeye başlıyor :) Bu şekilde kırılmayan, çizikleri olmayan, pürüzsüz bezeleriniz olacak :) 10 dakika boyunca karışımı bu şekilde hızlı devirde çırpıyoruz. İkinci püf noktamız da malzemelerin kısık ateş üzerinde çırpılması. 10 dakikanın sonunda bembeyaz bir karışım elde etmiş oluyorsunuz. 10 dakikanın sonunda ocağı kapatıp mikserinizi de 1 dakika kadar dinlendirdikten sonra bir 5 dakika kadar daha karışımı çırpmaya devam ediyorsunuz. Sonra karışımı dilerseniz tencereden bir kaba boşaltabilirsiniz veya tencereyi ocaktan indirip soğuk bir yere alıp karışımın daha fazla pişmemesini sağlayabilirsiniz. Tüm bu işlemler sonunda, eğer karışımınız mikserinizin ucundan akmayan sert bir kıvama gelmişse işte olmuş demektir :)

Karışımı bir sıkma torbasına alıp dilediğiniz şekilde yağlı kağıtla kaplanmış fırın tepsinize aralıklarla yerleştiriyorsunuz. Önceden ısınmış fırında, alt üst 100 derecede olacak şekilde toplam 50-55 dakika kadar pişiriyorsunuz. Burada da önemli olan fırınınızın dilinden anlamak :) Benim fırınımın orta katının çok fazla pişirdiğini ve anında kızarttığını keşfedip en alt katına bezelerimi yerleştirdim ve gerçekten beyazlığını kaybetmeden 50 dakika kadar sonra rengi, dokusu ve pürüzsüzlüğü ile mükemmel minik bezelerim oldu :)

Afiyet olsun :)




26 Şubat 2014

Pratik Nutella Cheesecake


Yine bir Digiturk ve yine bir Nigella Lawson seansı sonrası, bu kolay ve pratik cheesecake tarifini denemeden edemedim. Tabii tarifin Nutella bazlı olması da bu kararımı bir an evvel hayata geçirmemde etkili oldu :)

Hemen koştum markete ihtiyaç listeni aldım, elimde torbalarım koşa koşa eve geldim mutfağa girdim ve başladım.

Öncelikle 250gr bisküviyi, 75gr tuzsuz tereyağını (oda sıcaklığında olacak), 1 yemek kaşığı Nutellayı ve 3 yemek kaşığı rondodan geçirilmiş fındık içini iyice, ıslak ve yapışık bir harç olana kadar karıştırıp yoğuruyoruz. Sonra, bu karışımı yuvarlak kilitli kek kalıbının ortasına iyice yerleştiriyoruz. Kalıbın dibini çıkarmanız ve sadece kilitli çemberini koymanız çok önemli :) Elimizle iyice bu ıslak harcı dibine yerleştiriyoruz; bir nevi pasta tabanı yapıyoruz. Sonra bunu buzdolabına koyup kekin iç karışımını yapmaya başlıyoruz.

Onun için de 500gr labne peyniri (oda sıcaklığında olması çok önemlidir ve tarifin püf noktasıdır) ve 60gr pudra şekerini krema gibi bir kıvam olana kadar mikserle karıştırıyoruz. Bu karışımın içerisinde 400gr lık Nutella kavanozunun hepsini boşaltıyoruz :) Mikserle karışım tamamen birbirinin içine geçinceye kadar çırpıyoruz. Sonra dolapta beklettiğimiz tabanı çıkarıp karışımı içerisine döküp düzgünce kekin sıvıyoruz. Pastanın üzerine de yine rondadan geçirdiğimiz 100gr fındık içini serpiyoruz.

Servis etmeden evvel pastanın en azından 4 saat dolapta beklemesi gerekiyor. Ama vaktiniz varsa bir gece boyunca buzdolabında beklemesi ve akabinde soğuk bir şekilde servis edilmesi önemli :) Dolayısıyla servis edinceye kadar pastanızı dolapta bekletebilirsiniz :)

Tarif içerisinde malzemeleri gram olarak vermem gözünüzü korkutmasın...Bugün tüm marketlerde bahsettiğim gramlarda veya ona yakın hazır paketler ve ürünler bulunuyor :) Dolayısıyla ayrıca bir yemek tartısına ihtiyacınız olmayacak :)

Bugün tüm departman arkadaşlarım tarafından denenmiş ve hepsinin onayından geçmiş bir tatlı olarak bizzat kendim de yemiş ve sizlere şiddetle tavsiye etmiş bulunuyorum :)

Afiyet olsun.......

22 Şubat 2014

Tereyağında Jumbo Karides


Bugün akşam yemeği menüsünde balığın yanına ne yapalım diye düşünürken bakıkçı tezgahındaki jumbo karidesler eşimin ilgisini çekmiş olacak ki eve geldiğimizde poşetlerimizin içinden 7-8 tane temizlenmiş jumbo karides de çıktı.

İnternette yaptığım kısa bir araştırma sonrası ve biraz da digiturk home tv de seyrettiğim benzer tarifleri de harmanlayarak bu kısa, kolay ve pratik tarife ulaştım.

Öncelikle bir tavada 2-3 yemek kaşığı tereyağı ve 1 tatlı kaşığı kadar zeytinyağını bir diş sarımsak ile kavuruyoruz. Burada önemli olan yağı çok fazla yakmamaya dikkat etmeniz. Sonra karideslerinizi tavaya bırakıyorsunuz. Üstlerine az karabiber, kırmızı biber, kekik ve tuz serpiyorsunuz. Damak tadınıza göre baharatları detaylandırabilirsiniz ama bence bu kadarı bile mükemmel olmasına yetiyor. Tavayı sallamak suretiyle karideslerinize tavadaki yağlı sosu yedirebilirsiniz. Kaşıkla haldur huldur çevirmemeniz çok önemli :) Karıştırma ihtiyacınız olursa bahsettiğim gibi tavayı ileri geri sallamak suretiyle karideslerin yerlerini değiştirebilirsiniz. Karideslerin her iki tarafı da pişecek şekilde belirli aralıklarla (önerim mümkünse tahta bir maşa ile) karidesleri çeviriyorsunuz. Toplamda karidesler 5 ila 7 dakika arasında pişmiş oluyor. Bence 8 dakika tamamdır :)

Son olarak karideslerinizi dilediğiniz gibi tavadan alıp servis yapabilirsiniz. Tavanın dibinde kalan sarımsaklı yağı da üzerlerine gezdirmeyi unutmayın :)

İşte bu kadar kısa ve basit :) Afiyet olsun.....

19 Şubat 2014

Nigella'nın Köfte Pizzası


Haftasonu Digiturk'de Nigella'yı izlerken yaptığı bir sürü tarif arasından rejimime en uygun olanını seçip pazar akşamı soframıza değişik birşey getirmek istedim:) Güzel de oldu diye düşünüyorum..Özellikle pizzaya benzerliği ile et sevmeyen, yemeyen çocuklarınıza bir seçenek de olabilir :)

Tarif ve hazırlaması çok kolay, hızlı ve pratik...Akşamları iş çıkışınızda ne yapayım derdinize bir başka alternatif olarak aklınızda bulunsun derim :)

Öncelikle köfte yaparmış gibi tüm malzemeleri; yumurta, kıyma, baharatlar, tuz, salça bir güzel yoğuruyorsunuz. Sonra onları minik köfteler yapmak yerine yuvarlak bir fırın kabının dibine güzelce yayıyorsunuz. Yuvarlak bir kabınız yoksa fırın tepsisine yağlı kağıt serip üzerine kilitli çember kek kabının dışını koyarak yine harci oluşturduğunuz o çemberin içine yayabilirsiniz. Bunu da hallettikten sonra, en son aşama harcın üzerinin süslenmesinde. Onu da dilediğiniz şekilde doğrarken suyunu akıttığınız domatesler, biberler ve tuzsuz peynirle süsleyebilirsiniz.

Geriye bir tek hazırladığınız bu köfte pizzasını fırına verip beklemek kalıyor :) Ben 150-160 derecede ortalama 20-25 dakika kadar pişirdim. Ama gidip gelip kontrol ederek pişme süresini takip etmenizi öneririm :)

Afiyet olsun....

7 Şubat 2013

Gastro-Turizmimizin İlk Durağı: Edirne


Biz henüz çekirdek bir aile değilken bile beraber gezip beraber eğlendiğimiz, birçok anıyı beraber paylaştığımız, sonra birer ikişer kendi çekirdek ailelerimize kavuştuğumuz çok yakın dostlarımızla Edirne'ye gitmek istedik bir haftasonu. Daha yolda giderken ne amaçla gittiğimiz ortadaydı çünkü kahvaltı bile etmeden çıkmıştık evden :) Dördümüzün de fikri ortaktı; "Birşey yemeyelim, Edirne'de yiyeceklerimize yer kalsın" :) Neyse bu şekilde yıllar önce bir kere uğradığım bu güzel memlekete, yolum bir kez daha düşüyordu.


Edirne'ye ilk girdiğimizde önce eski camiinin oralarda bir otoparka park ettik arabamızı. Bir müddet yolun ortasında tarihi eserleri gezip görmek fikri ile hemen en çabuğundan buranın o muhteşem tadlarına kavuşmak fikri arasında sıkışıp kaldık. Vakitle yarışıyorduk sanki; şimdi düşündükçe gülmekten kendimi alamıyorum :) Neyse o sırada bizim beylerin muhteşem zamanlaması ile tam da öğlen namaz vakti sınırlarına girdiğimiz bu güzel memleketin eşsiz camiinde Selimiye'de namazlarımızı kılıp, turumuzun tarih ile ilgili olan kısmını değerlendirmeye karar verdik. Selimiye Camii'nin o büyüleyici akustiği ve ambiyansı hayatınızda bir kere bile olsa yaşanmaya değer. Sonra dönüş yolunda, tarihe ayırdığımız bu küçücük zaman dilimi bize az gelmiş olacak ki, bu şehre bir kez de tarih için gelmemiz gerektiği düşüncesinde hem fikir olduk ama aynı sıralarda mide spazmı da geçirmekle meşguldük :) Neyse hemen sona atlamayayım.

Camiden çıktıktan sonra eski camiinin önünden aşağı doğru uzanan arnavut kaldırımlı yoldaki bedesten dürümcüsünde yarım ekmek tavuk döner yemeye karar verdik. Tavuk döner de ne, her yerde var deyip geçmeyin; muhakkak gitmelisiniz. Tavuğun o eşsiz yumuşaklığını yaşamadan Edirne'den dönmek olmaz :)

Bunu ufak bir aperatif olarak değerlendirmenizde fayda var diye düşünüyorum çünkü böyle bir seyahatin olmazsa olmazı ciğerci Aydın Usta'dır. Burada ömrünüzün en muhteşem ciğerini yiyeceksiniz.


Tüm bunların akabinde, midenizden beyninize giden sıkışma sinyalleri asabınızı bozmasın :) Şöyle Meriç Nehri'nin kenarına doğru uzanıp Karaağaç'ta Lozan Cafe'de bir türk kahvesi içtiniz mi çakı gibi olduğunuzu hissedeceksiniz :) Biz gittiğimizde sonbahardı ve neden bilmem nehrin ve kıyısının sonbahardaki görüntüsü vazgeçilmezdi.

Yediklerinizi biraz daha eritip arkadan geleceklere yer açmak adına çarşıya dönüp bir iki tur atmanızı önerebilirim. Bu sırada muhakkak Nurlu Gıda'yı sorun birilerine size göstersinler. Eeeee madem bunun ismi gastro-turizm, peynir ve yoğurt almadan Edirne'den dönmek olmaz :)

Velhasılı dönüş vakti yaklaştıkça midenizde yavaş yavaş açılan boşluğu doldurmak üzere son durağınız Köfteci Osman olsun. Böyle bir köfteyi daha önce hiçbir yerde yemediğinizi keşfedeceksiniz ki garnitürlerinin lezzeti de cabası. Masayı silip süpürmüştük tek bir kırıntı kalmamacasına :) Ama öyle köfteyi mideye yollamakla olmaz, kapanışı ağzınızda eriyip gidiveren Kemalpaşa tatlısı ya da Höşmerim ile yapmalısınız.

Biz bu yolculuğa çıkarken yanımıza tek birşey almayı hesabı katmamıştık, o da sodaydı. Dolayısıyla, arabada ufak mide spazmları yaşarken soda diye inlememek adına, tecrübelerimle sabit olarak, ben arabada birkaç şişe bulundurmanızı öneririm :)

Birgün yolunuzun muhakkak Edirne'ye düşmesi dileklerimle...Düşmese de bence hemen arkadaşlarınızla, ailenizle konuşun, günübirlik bir seyahatle yolunuzu düşürün derim :)

İyi yolculuklar :)

Mutfağın Şahı Muhammara


Muhammarayı bilen bilir...Vazgeçilmezdir bazıları için. Damağınızda hafiften acı bir tat bırakır. Salçalı ekmek severlerin kesinlikle bir numarası olmaya adaydır. Akşam yemeğe misafiriniz geldiğinde en çok ilgiyi o görür, içki içiyorsanız masanızın en güzel mezesidir, kahvaltılarınızda zeytin-peynirden sonra olmazsa olmazınızdır, mideniz kazındığında ekmeğin en yakın arkadaşı, en hızlı atıştırmalıktır; kısacası ona alıştınız mı hayatınızın anlamıdır :)

Bu akşam da her akşam olduğu gibi yemeğimizi yiyip sofrayı toplamaya başladığımızda teyzemin o eşsiz lezzet için malzeme hazırladığını gördüm. Ve o an dedim ki bunu herkesle paylaşmalıyım :) Malzemelerin ölçülerini zamanla damak tadınıza göre azaltabilir veya çoğaltabilirsiniz tabiiki de :)

Malzemeler
4 tane kırmızı biber
1 tatlı kaşığı tuz
3 tane peksimet
2 tatlı kaşığı nane
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı kimyon
2 tatlı kaşığı kırmızı biber
1 tatlı kaşığı kekik
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 avuç dövülmüş ceviz
1,5 yemek kaşığı biber salçası
1 diş sarımsak

Öncelikle, ceviz, nane ve diğer baharatları robota koyup bir güzel çekiyorsunuz. Bu karışımı bir kaseye aldıktan sonra biberleri çekirdeklerinden ayıklayıp doğruyor ve robota atıyorsunuz. Biberleri 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile beraber robotta çekiyorsunuz. Ortaya çıkan karışımı, daha önceden hazırladığınız ve başka bir kaseye aldığınız karışımla birbirine karıştırıyorsunuz. Karışıma 1 diş sarımsak da rendeleyip biber salçasını da koyuyorsunuz ve güzelce hepsini 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile beraber karıştırıyorsunuz.

Ve işte bu kadar kolay bir şekilde, bu muhteşem lezzet huzurlarınızda sizi bekler :)

Afiyet olsun....