25 Eylül 2011

ÇOK UZUN BİR MOLA


Merhaba takipçilerim,
Takipçilerim diyorum ama hakikaten birileri beni takip ediyor mu bundan bile kuşkuluyum ama yine de oralarda bir yerlerde bu sayfayı takip eden (en azından istatistiklerimin söylediği sayıda) birilerinin olduğunu bilmek bana güç veriyor :)
Sizden, bu sayfadan, hatta yemek yapmaktan, bizatihi yemek yemekten uzaklaşalı ve mutfağın kapısının önünden geçmeyeli çokkkkk uzun zaman olmuş; şimdilerde farkediyorum.
Öncesinde blogspot sayfalarının devlet kararı ile geçici süreli olarak kapatılması engelledi girişlerimizi; bu süre zarfında bir insanın hayatında yaşayabileceği en büyük mutlulukla beraber böyle bir sayfamın olduğunu bile unuttum. Ailemize katılmasını dört gözle beklediğimiz minik canımız için dönmeye başlamıştı dünyamız. Onunla beraber geçen her gün her dakika insana kendini bile unutturan bir mutluluk ve huzur yaşatıyordu. Hani derler ya "Gözüm hiçbir şey görmedi" diye işte aynen öyle ne bu sayfayı ne de o minik haricinde başkaca bir şeyi görmedi gözüm.
Malesef bir gün geldi ki onun artık burada olmadığını anladık. Dünyanın en büyük acısı diye adlandırmayacağım bunu çünkü eminim ki bundan daha büyük acılar da vardır dünya üzerinde. Sadece katlanılması, dayanılması oldukça zor bir ruh hali diye adlandırabilirim bunu. Hani düşmanımın bile başına vermesin dedirten türden...
Bu şekilde düştüğüm boşlukta kıvranırken aklıma geldi bu sayfa. Sonra kendi kendime dedim ki neden yapmayı çok sevdiğim şeyleri yapmıyorum ki artık. Yazı yazmak bunlardan biriydi; yemek yapmak ise ikincisi. Her ikisini bir arada tutan bu sayfayı neden bu kadar öksüz bıraktım ki?
Şimdi bu iletiyi sizlere yazarken kelimeler koştururcasına dökülüyor satırlara. Sanki uzun süre kapalı kalmış sonradan gün yüzüne çıkartılmış aç-susuz kalmış hayvanlar gibi saldırıyorlar satırlara dökülmek için. Cümle içerisindeki yerlerini önemsemeden sadece satırın bir yerinde var olabilmek çabasıyla sıraya girmeye çalışıyorlar. Ben de onları bu kadar uzun bir süre beklettiğim için kızıyorum kendime.
İşte bu uzun molada olanlar ve yaşananlar bunlardan ibaret. Değişmeyen tek şey var o da "yeme sanatı" :) O, ne olursa olsun bizi bırakmıyor. Biz, herkesi ve herşeyi bir çırpıda terkedebilen insanoğulları, ne yaşarsak yaşayalım onsuz yapamıyoruz.
Tam da bu sebeple, çok yakında burada yine birbirinden müthiş tariflerle karşılaşacaksınız :) Tatlı, tuzlu, yağlı, yağsız, değişik, hiç görülmemiş, kimbilir belki de dünya mutfağından örneklerle çıkacağım karşınıza.
Umuyorum bir daha yollarımız bu kadar uzun süre birbirinden ayrılmaz.
En kısa sürede buluşmak dileğiyle sevgili takipçilerim....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder